İslam’da Maneviyatın
Kadın ve Çocuklar Üzerindeki Etkisi
(Spirituality in Islam)
Copyrighted 2005 by Nadine Sultan d'Osman Han
Translated by Ayşe Hanım
Öncelikle Maneviyat ne
demektir? Bu gezegendeki pek çok canlı türünden
biriyiz. Bununla birlikte, tüm türler arasında sadece
insanlar temel hayatta kalma içgüdüsünden
bağımsız olarak kendilerini geliştirebilme
yeteneğine sahiptir.
Maneviyat öfkeli davranış ya da şiddeti haklı gösterme örtüsü olmaksızın vicdanımızın gerçeğidir.
Maneviyat aynı zamanda hayatın kendisinin mucize olduğunun farkında olmaktır. Çıplak gözle görülemeyecek bir noktanın içinde saklı milyonlarca hücre olduğunun farkında mısınız? Bu görünmez nokta annenin içinde tam anlamıyla şekillenerek bir bebeğe dönüşür. Bu gerçekten hayatın bir mucizesidir ve bu mucizeyi algılayışımız başka türlü açıklanamaz sadece İlahi yolla anlaşılabilir.
Bu, sadece insanlar tarafından bilinen fiziksel kanıtları açıklayabilen ama mucizeleri açıklayamayan bilimle ters düşmez.
İkinci olarak Maneviyat bizim İlahi olana erişmemiz için yeryüzünde yaptığımız bir seyahattir. Maneviyat dinler dışında var olabilir. Bununla birlikte, her seyahatte olduğu gibi yolcuların fazla dolanmadan varmak istedikleri noktaya gidebilmeleri için haritaya ihtiyaçları vardır. Maneviyatta, bu haritalara din adı verilir.
Sadece tek bir maneviyat olabilir ve sadece tek bir yaratıcı. Ancak, haritalar gibi kültürlere ve onları oluşturanlara bağlı olarak çeşitli dinler olabilir. Haritalar, yeni yollar inşa edildikçe her zaman daha kestirme yollar için geliştirilir. Aynı şekilde dinler, her yeni peygamberle insanoğlunun gelişimini karşılamak için genişletilir ve geliştirilmiştir. Böylece, her peygamber diğerinin yerini almaz ama Allah’ın sözlerini aktarmak konusunda birbirini tamamlar. Diyebiliriz ki dinler de lisanlar gibi iletişim araçlarıdır ve çeşitlidir.
Peygamberler hep insanların yollarını tamamıyla kaybettikleri ve gerçek maneviyata yardım olmadan dönemeyecekleri zamanlarda gelmişlerdir.
Bu İslam için de geçerliydi. Hz. Muhammed (SAV) maneviyat yolundan sapmış bir toplum içinde yaşıyordu.
Dünya’da tüm canlılar zayıf olanı avlar. Hayvanlar aleminde bu hayatta kalmak için bir zorunluluktur. İnsanlar için ise en zayıfı domine etmek için duyulan hırs ve güç dürtüsünün sonucudur. Arabistan Krallığı’nda, erkeklerin avı kadın ve çocuklardı. Keyfe göre istismar edilir ve kenara atılırlardı. Bu yüzden Allah yeni bir peygamber gönderdi, Hz. Muhammed ( SAV) insanları maneviyata geri döndürmek için. Ve insanları hayata saygı duymaya geri çağırdı ki bu saygının temel ifadesi anneler ve çocuklardı. İslam kadın ve çocukların haklarını, hoşgörülü davranışları teşvik eden kanunlarla, kadınlar, çocuklar ve zayıflar için adil kurallarla korur.
Günümüzde, İslam’la kültürel gelenekleri karıştırma eğilimi var. İslam kadınlara itibarını ve ekonomik özgürlüğünü geri vermiştir. Böylece, kadınlara kenara atılabilecek varlıklarmış gibi davranılamıyor ve İslami hukukla maddi varlıkları üzerinde tam kontrol hakkı veriliyordu. Çocuklar gayrimeşruluk ve buna bağlı ekonomik ve duygusal haksızlıklara karşı korunuyordu.
İslam küçük çocuklara karşı aşırı derecede hoşgörülüdür. Onlar camilerde, ebeveynleri disiplinli ve sessiz şekilde ibadetlerini gerçekleştirirken özgürce gezinebilirler. Kendini örnek gösterenden daha iyi öğretmen yoktur hayatta.
Modern dünyamızda materyalist toplumların talep ettiği istismarları tamir etmek için maneviyat her zamankinden daha önemli. Kadınlar çocuklarını ihmal etmelerine yol açan bir iş kültürü ile yüklenmişlerdir.
İslam bugün uygulanan haliyle mükemmel değildir. İnsanların kusurları vardır ve böylece bu onların uygulamalarında ve İslam’ı yanlış yorumlamalarında yansımaktadır. Bu kaçınılmazdır çünkü dinler, sınırlı Allah anlayışı üzerine kurulan insan sözleridir. İslam’ın esas anlayışına bakıldığında hayatın gerçekleri ile maneviyat arasında bir denge kurmaya çalışır.
İslam’da kadınlar çocuklarını bakıp büyütmek konusunda öncelik tanımaya yüreklendirilirler. Düzgün bir annelik çocukların gelişimi için hayati önem taşır ve istikrarlı bir yeni nesile dönüşmelerine fırsat verir. Aynı zamanda İslam erkeklere aileyi koruma izni vererek ve toplumun önemli bir ögesine merhamet ve hoşgörü göstererek bundan onur duymalarını teşvik eder. İslam’ın temeli toplumdaki her istismar ve aşırılığa karşı savaşmaktır. Şüpheli haklılık kalkanları altında yapılan savaşlar ve kontrol edilemez vahşete muhalif olarak İslam doğruluğu, iyi niyet ve barış politikalarında yansıtılan insanlar arasındaki ilişkilerde hoşgörüyü teşvik eder. İslam tüm diğer dinlerde olduğu gibi maneviyat için bir manevi haritadır. İnsanı gideceği noktaya en az hatayla götürmek için rehberlik eder. Çünkü İslam son Peygamber’in dinidir. Daha güncel olduğu farz edilir, ama asla insanların bulabileceği tek manevi harita değildir. Allah’la tekrar birleşme hedefimize ulaşmak için anlayışımıza göre bizim için en doğru olan yolu seçmeli ve mümkün olduğunca az kusurla dolu bir bagaj getirmeliyiz.
İslam empoze edilmemelidir. İç huzura erişebilmek için insanın kendini sürekli geliştirmeye ihtiyacı olduğunun farkına varması için teşvik edilmelidir. Bu olmadan sonunda insan ırkı kendi kendini yok edebilir.
Çocuklar ebeveynleri ve kanun yapıcılar tarafından disiplinli ve hoşgörüsüz kurallarla zorlanmamalı ama başkalarıyla ilişkilerinde kendileri çocukları için birer örnek olamlıdır.
Ancak bundan sonra kendiyle gurur duyan bir toplumumuz olabilir ve Yaratıcımıdan bir hediye olarak maneviyatı hediye olarak alabilir.